top of page
Vakıfları Anlamak İçin Az Biraz Sözlük
Vakıf tanımı ve teriminde bahseden Mehmet Aslan, bu konu üzerinde biraz durdu. Medeni Kanun’daki tanımı ile terim karşılığı farklı ifadeler taşıdığından bahsetti öncelikle. Ama kelimenin gerek köken gerekse hukuki tanımları farklılaşsa da aynı gerçeğe karşılık geliyordu. Bu tanımlardan hareketle Vakıf kavramının kendi içindeki bazı ayrımları biz plancılar açısından oldukça önemli. Bu anlamda birer gayrimenkul olan vakıfların ikiye ayrılması üzerinden durmak gerekiyor. Çünkü, bu konu bilinmediğinde çok sıradan ve anlamsız bazı tartışmalar olabiliyor.
Kurulan her vakıf akar ve hayrat sistematiğinden oluşur. Bu iki terim de çok önemli vakfın işleyişini anlamamız için kilit nokta adeta bu iki kavram. Vakfın akar niteliğinde olması gelir getirici durumda olamsını ifade ediyor. Hayrat niteliği ise akardan elde edilen gelirle vâkıfın belirlediği hayır şartının gerçekleştirmesini ifade ediyor. Şimdi diyeceksiniz, “Vâkıf” da ne oluyor. Evet karışık gelebilir biraz. Şapkalı a (â) ile ifeade edildiğinde, bu terim, vakfeden kişi demek. Yani o gayrimenkulü hayır işleri, eğitim, sağlık, su verme, cami vb. bizim donatı dediğimiz fonksiyonda amaçlara bağışlayan kişi. Yani bu kişi bağışladığı yer ya da binanın nasıl kullanılacağına karar veriyor. O ne derse, kayda öyle geçiyor. Bu kayıtların olduğu metinlere de “vakfiye” deniyor. Bir nevi, o binanın ya da mülkün anayasası oluyor.
Yönetim bakımından da vakıflar ikiye ayrılıyor. Bunlar mazbut ve mülhak olarak isimlendiriliyor. Neler varmış ya hu? Kavram kavram üstüne, ama zor değil, hepi topu beş on kavram. Yaşadığımız topraklarda binlerce vakıf eseri olduğunu ve planlama yaparken bunları korumak e yaşatmak gerektiğini düşündüğümüzde öğrenmemiz lazım gelir diyerek, altını çiziyorum notlarımda bu kavramların ve devam ediyorum. Ama merakım da artıyor, galiba bazı kaynakalra başvurup bunları biraz daha araştırmalıyım. Merakımı bastırıp, ben Mehmet Aslan’ın söylediklerine odaklanayım. Mazbut vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün denetiminde olan vakıflardır. Mülhak vakıflar ise, bizim tarihi dediğimiz, geçmiş (bir kısmı epey geçmiş dönemlerden kalan, öte yandan temsilcileri halâ devam eden vakıflardır. Kendi organları sayesinde kendi sevk ve idaresini yapabiliyor. Mülhak vakıfların herhangi bir işine Vakıflar Genel Müdürlüğü denetimleri dışında karışmıyor. İnanabiliyor musunuz, meselâ Sokullu Mehmet Paşa, Çorlulu Ali Paşa gibi isimlerin vakıfları halâ torunları tarafından idare ediliyor.
Mazbut ve Mülhak dışında, Cemaat Vakıfları ve Esnaf Vakıfları gibi statüler de var. Cemaat Vakıfları, ülkemizdeki Ortadoks, Bulgar ve Ermeni gibi azınlık olarak ifade edilen dini grupların mülklerini ifade ediyor. Ülkemizde birer hayrat kurum olarak bu köklü kuruluşlarının da azımsanmayacak bir rolü var. Esnaf Vakıfları da, ilginç bir örnek yine ancak gayrimenkul idaresi olarak diğerleri kadar ağırlığa sahip değil.
Güzel İşler Yapanların Tarihi
Mehmet Aslan, konuşmasında kısaca Vakıfların tarihinden bahsetti. İki konu bu tarihte Aslan’a göre çok önemli, birincisi bu gelenek miladi 7. Yüzyılda, dini bir çerçevede şekilleniyor. Bizzat İslam Peygamberi Hz. Muhammed (sav), seferde olan yolcuların faydalanması için araziler vakfediyor. Arkadaşlarını teşvik ediyor. İkinci olarak da, bu konuyu yaygınlaştıracak bir kavram olarak “sürekli ve sürdürülebilir iyilik” anlamında “sadaka-i cariye” kavramı gündeme getiriliyor. Bu kavramın bir toplumsal ilke olarak benimsenmesi ve vakıf kurmaya teşvik genişletiliyor. İslam dünyasında bir eseri yaptıran kişi vefat etse dahi o eser kullanılmaya devam edince sevabının da devam ettiğine inanılır. Bu yüzden vakıf İslam toplumlarında, vakıf kurumu ayırt edici bir kurumsal yapı haline geliyor.
Anadolu’yu baz aldığımızda ise, bu kurumların varlığı 1048’e uzanıyor. Erzurum Pasinler’de bu tarihte kurulan Şerif Halil Divanî Zaviyesi kayıtlardaki ilk vakıf. 1048 tarihi, aynı zamanda Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kuruluş tarihi olarak kabul ediliyor. Günümüzde ki vakfedilen bir yerin nasıl kullanılacağını anlatan bir belge sunuldu adının vakfiye olduğunu öğrendik. Vakıflar Türk medeniyetinde zirve noktasını Osmanlı döneminde yaşıyor. Birçok vakıf okulları ve hastaneleri var. Cumhuriyet sonrası dönem de kurulan pek çok vakıf var. Bunlar, statü olarak Yeni Vakıf olarak isimlendiriliyor.
Vakıfların Üçte Biri İstanbul’da
Mehmet Aslan, kavramsal ve tarihi çerçevede bize biraz ter döktürdü ama, bilmediğimiz bir sürü şey öğrendik. Öğrenmek iyi, ama esas soru kafalarda şu, ben plancı olarak çalışsam ne yapcağım bu kurumda? Görseller eşliğinde tane tane anlattı Mehmet Aslan. Öncelikler faaliyetlerinden bahsetti.
Vakıflar Genel Müdürlüğü bölge bölge çalışıyor. İstanbul bu konuda çok zengin olduğundan, Üsküdar ayrı Tarihi Yarımada ayrı bölgeler. Mehmet Aslan 1. Bölgede yani gözbebeğimiz Tarihi Yarımada’da. Heyecanlı iş gerçekten. Bu müdürlüğe bağlı mülklerin idare ve kontrolündekli vakıf sayılarını yazacağım, artık hektar hesabını siz yapın. 1203 adet medeni kanuna tabi vakıf, 14 adet mülhak vakıf, 101 adet cemaat vakıf, 10 da yabancı vakfı temsil ediyormuş 1. Bölge müdürlüğü. Yabancı vakıflardan bahsetmedik yukarıda, onu da siz araştırıverin. Her şeyi de yazardan baklemeyin canım.
“Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü Binlerce Yıllık Bu Emanetin Yüklenici ve Koruyucusudur”
Yukarıdaki başlık, Mehmet Aslan’ın ifadesi. Ağır sorumluluk ama biz şehir plancıları nelerin üstesinden gelmedik değil mi? Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde yapılan bazı gayrimenkul tabanlı uygulamalar şunlar:
-
Restorasyonlar
-
Restorasyon ve onarım karşılığı işlemler
-
Yap – işlet devlet modelleri
-
Kat karşılığı işlemler
Bu işlemlerin dışında başka kuruma veya bireye ait olan taşınmazlarını da kamulaştırma işlemini VGM üstlenebiliyor. VGM eski yapıları inceleyip yapı çözümlemesi yapmak için çalışan birçok inşaat mühendisi için önemli bir kurum. VGM İstanbul 1. Bölgenin yaptığı yakın zamanlı bazı restorasyonlar şunlar. Ki, buradan ismini çokça duyduğumuz eserler duyacaksınız, sakın şaşırmayın. Sunumdan fotoğrafları da alıp hayrına koyuyorum (Vakıf mı kuruyorum ne)
-
BEYOĞLU – CİHANGİR CAMİİ (Fotoğraf 1)
-
EMİNÖNÜ – MISIR ÇARŞISI(AKAR VAKIF ESERİ)( Fotoğraf 2)
-
BEŞİKTAŞ – ERTUĞRUL TEKKE CAMİİ (Fotoğraf 3)
-
DOLMABAHÇE (BEZM-İ ALEM VALİDE SULTAN ) CAMİİ (Fotoğraf 4)
-
BEŞİKTAŞ – ŞEYH YAHYA EFENDİ CAMİİ VE KÜLLİYESİ(Fotoğraf 5)
-
BEYOĞLU – PİYALE PAŞA CAMİİ(Fotoğraf 6)
-
FATİH – SULTANAHMET AYASOFYA İMARETİ(Fotoğraf 7)
-
FATİH – SÜLEYMANİYE CAMİİ(Fotoğraf 8)
-
AKSARAY – PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİİ(Fotoğraf 9)
-
FATİH CAMİİ(Fotoğraf 10)
-
FATİH – NUROSMANİYE CAMİİ (Fotoğraf 11)
-
BEYOĞLU – KILIÇ ALİ PAŞA CAMİİ ( Dışarı ve içeride kullanılan süslemeleri ile Ayasofya-i Kebir’i andıran bir yapı) (Fotoğraf 12)
-
BÜYÜKMECİDİYE (ORTAKÖY) CAMİİ(Fotoğraf 13)
-
BEŞİKTAŞ – KÜÇÜKMECİDİYE CAMİİ(Fotoğraf 14)
-
BEŞİKTAŞ – YILDIZ HAMİDİYE CAMİİ(Fotoğraf 15)
-
BEYOĞLU – FINDIKLI MOLLA ÇELEBİ CAMİİ(Fotoğraf 16)
-
EDİRNEKAPI – AYAYORGİ KİLİSESİ ; tabi ki vakıflar genel müdürlüğünün himayesi altında sadece camiler yok vakfedilen tüm eserler genel müdürlüğünün sorumluluğunda. Mazbut olan vakıflardan gayrimüslim olanlar da var elbette. (Fotoğraf 17)
-
BEYOĞLU – NUSRETİYE CAMİİ(Fotoğraf 18)
Bu şekilde 2003 – 2019 yılları arasında VGM’nin 143 (yazıyla yüz kırk üç) tane restorasyonu tamamlanan eserler, toplamda 311 eserin restorasyonunu VGM tamamlamıştır. Ve bu restorasyon çalışmaları için 797.326.449,38 TL harcanmıştır fakat yukarda belirtilen 311 eserin 168 tanesi bu meblağa dahil değildir. Nedeni ise protokol gereği o esere her hangi bir maliyet ücreti ödenmemesindendir.
2019 dan sonra restorasyonu tamamlanan eserler ise ;
-
ŞİŞLİ – TEŞVİKİYE CAMİİ
-
FATİH – BEYAZIT CAMİİ
-
EMİNÖNÜ – YENİ CAMİİ
-
SULTANAHMET CAMİİ
Bu eserler restorasyonu tamamlanan ve hizmete, ibadete açılan eserlerdir. Yukarıda ki tüm eserler taşınmaz hayrat statüsündedir. Yani bir gelir beklenen yapılar değildir. Şimdi yaptığım kültürel doku ve bunların pozitif ekonomik dışsallıklarından bahsederdim de, girmeyeyim şimdi.
Fakat bazı eserler kullanılmak üzere kiralanır ve onarımı kiralayan kişiye ait olur. Bunun nedeni kiralanan bu taşınmazların akar taşınmaz olduğu yani gelir getirmesi beklenen taşınmazlardır. Bunları da aşağıda yazalım kulak-göz aşinalığı olsun.
BEŞİKTAŞ – AKARETLER: Bu taşınmaz eser şu anda otel ve iş merkezi olarak kullanılmaktadır. Zamanında Dolmabah.enin lojmanı olarak kullanılıyor imiş. Buranın mülkiyeti tamamen vakıflar genel müdürlüğüne aittir.
SULTANAHMET – HASEKİ HÜRREM SULTAN HAMAMI: Burası Hürrem sultan tarafından mimar Sinan’a yaptırılan ve önce yerinde Zeuksippos banyolarının bulunduğu ve tamamen yıkıldıktan sonra yerine yapılan bir eserdir.
EMİNÖNÜ 4.VAKIF HAN: Mimar Kemaleddin (cebinizde varsa 20 tl üzerinde resmi olan) tarafından tasarlanan ve vakıflarca yaptırılan 7 iş han projesinden biridir. Ancak savaş dolasıyla yarım kalmış daha sonra tamamlanmıştır. Şu anda hâlâ iş hanı olarak kullanılmaya devam ettirilmek üzre kiralanmıştır.
Bu eserlerin tamamı akar eserdir. Bu eserler vakıflar genel müdürlüğü için en önemli akar taşınmazlardır.
Vakıflar genel müdürlüğünün bir başka modeli olan “yap, işlet, devret” modeli eski eser tescilli bir yapı olmayıp, genellikle ticaret modeli içeren taşınmazların üzerine yapılarak akarlarının yine hayrat yapılarda kullanıldığı modeldir.
Vakıflar genel müdürlüğünün himayesinde bulunan yap, işlet, devret projelerinden bazıları
BEŞİKTAŞ NİSPETİYE HANI: Bu eser şu anda iş merkezi olarak kullanılmaktadır.
İSTİKLAL – VAKIF GÖKÇEK HAN: Bu eser şu anda iş merkezi ve otel olarak kullanılmaktadır.
Kat Karşılığı modeli ile yapılan işler imarlı yerler kat karşılığı modeli ile yapılan işlere dahildir. Örneğin;
5. LEVENT PROJESİ: Üniversitenin Bir miktarını ve konutlarında Bir miktarını alarak kat karşılığı model oluşturulmuş oldu vakıflar genel müdürlüğünde önemli bir yere sahiptir. Az önceki konudan bağımsız olarak buradaki mülkiyetler kiralanmıyor devrediliyor.
BAŞAKŞEHİR İKİTELLİ – 2 :Bazı oranlarda anlaşılıp bu alanların %50’si %40’i arasındakiler mülkiyet sahibinin değil VGM’nin oluyor.
BAŞAKŞEHİR İKİTELLİ – 3 :Şu an başakşehir’deki alan yapılmak üzere ve en önemli yerlerden.
Burada her tür proje sürecinde mülkiyetlerin hesaplanıp ekspertizi çıkarılması şehir plancının işidir. Bununla sınırlı değil, işin vizyoner boyutu başta olmak üzere plancılar pek çok kalemde söz sahibi:
-
İmar plan askılarını takip etmek
-
İmar plan tadilat çalışmalarını takip etmek
-
Gerektiğinde imar planlarının iptaline ilişkin hukuki süreci başlatmakla yürütmek
-
Taşınmazların kamulaştırılması ile ilgili olarak ekspertiz raporu hazırlama komisyonda görev almak onay makamı ile gerekli yazışmaları yapmak
-
Kentsel dönüşüm alanları ve benzeri özel yasalar kapsamında imar planı çalışmaları
-
5366 sayılı yıpranan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıklarını yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılması hakkında kanun kapsamında yenileme alanları avan projesi ile ilgili iş ve işlemleri sunmak yenileme kurullarına katılmak
-
Gayrimenkul geliştirme çalışmaları
-
Yatırım tekliflerini değerlendirmek yapım ve onarım karşılığı kiralama restorasyon veya onların karşılığı kiralama kat karşılığı inşaat yaptırma modelleri için ekspertiz çalışmaları
-
İlgili kurul ve komisyonlarda görev almak
Mehmet Aslan takipte oldukları planlardan hareketle bazı plan tadilat örneklerini bizimle paylaştı. Bakın buraları siz ilgi ile okuyacaksınız, ama biliyorum plancı olanlara sıkıcı gelecek. Farkımız olsun
-
FATİH İLÇESİ ESKİ İMARET CAMİİ
Bu Yapı eski kiliseden çevrilmedir. Genel haftaya baktığımızda işlenmiş görünüyor fakat normalde paftada gözükmeyen bazı detaylar var.
Bu alana hiçbir Yapı getirmeden bu Cami alanının öğeleri ile birlikte tamamen korunması gerekiyor (Örneğin şadırvan çeşme gibi öğelerinde camiye cami ile birlikte olduğu için bunları da korumamız gerekiyor.)
Eğer bir eser vakfa aitse özel mülke geçtikten sonra kamulaştırılamaz, Özel mülk alınmıyor fakat il özel idarenin eserleri kamulaştırılabiliyor yani vakıflar genel müdürlüğü tarafından kamulaştırılıp kendi üzerine alınabiliyor.
-
CABİR CAMİİ
Cabir Cami kiliseden dönme bir yapıdır. Genel haftaya bakıldığında caminin önünü kapatan ön yüzünü kapatan bir alan var yeşil alan görünmesine rağmen orada yapılar var.
İmar uygulamaları örneği;
-
825 parsel bu parsel Arnavutköy merkez ve çevresi uygulama imar planı sınırları içerisindedir kısmen spor tesis alanı kısmen trafo alanı kısmen ortaöğretim tesis alanı kısmen Park kısmen dini tesis alanı kısmen ilköğretim tesis alanı ve kısmen yolda kalmaktadır.
Menkul gayrimenkul geliştirme örneği ;
-
İstanbul ili Zeytinburnu ilçesi Kazlıçeşme mahallesi 1629 Ada 2 parsel sayılı (7349,38 metrekare)
5366 sayılı kanun kapsamında kentsel yenileme örneği;
-
Tarihi Kara surları Topkapı meydanı kentsel tasarım projesi
-
Yenileme alanı adı avan projesi 1165-1265 ve 1266 Adaları
İmar plan askı örneği vermesek olmaz:
Bakırköy Bakırköy ilçesi demiryolu kuzeyi ve güneyine ilişkin, Bu askı örneğin ilan tarihi 03.05.2023 iniş tarihi 01.06.2023 örneği ;
Plancılar Vakıflar'da Yükselen Bir Değer
Mehmet Aslan, konuşmasının sonunda kendisine yönelttiğimiz sorulara cevap verdi. Süre epey uzamış oldu, kendisini de epey yorduk, ama gönüllükle devam etti konuşma. Özellikle, Vakıf arazilerinin özünde olduğu gibi sürdürülebilir işlevlerini devam ettirebilmesi için plancı olarak getirdiği çözümler oldukça dikkat çekiciydi. Hatta konuşmanın bir yerinde, bir plan çözümü ile kuruma dolayısyla hayrat vakıflara kazandırdığı milyonluk bütçelerin bir plancıya emekliliğine kadar yeteceği gibi bir espri ile bizleri yüreklendirmiş oldu. Gerçekten gerek imar planlarında uygulama bilgilerimiz gerekse arazi-plan ilişkisi ve bunların ekonomik getrisine ilişkin derleyici topralayıcı kimliği ile mesleğimiz ne çok kapı açıyormuş. Konuşma Azem hocamızın Teşekkür Belgesi takdimi ve Mehmet Aslan’ın güzel temennileri ile sonlandı. Yorulduk ama değdi arkadaşlar.
Şüheda Belli - Kariyer Günleri’ni yazdı.
bottom of page